G0D_killers bölüm 3 Part 1: iğrenç bir evrene giriş
devam ediyordu. Yavaşça ayağa kalktım
böyle garip şekilde yumuşak bir şeyin
üstünde olduğumu fark ettim, durmak biraz zordu, sonrada K.O'yu kafasını yere doğru gömercesine bu tepemsi şeyin içine sokmuş gibiydi sonrada kafasını çıkardı ve
Sinirli bir şekilde Konuşmaya başladı. "HARİKA!
CİDDEN HARİKA! ACELE ETTİĞİM İÇİN
BU BERBAT EVRENE GELDİK!" diye bağırdı
sinirli bir ton ile.
sonrada ona yaklaştım. "Bi-bir dakika, biz nerdeyiz?" Dedim, oda bana. "Oh evet açıklama istiyorsun, Evrenler yaşayan varlıkların düşünce yapısına göre oluşur ve o canlıların hareketlerine ayrıca beyinlerindeki düşüncelere göre değişir sayın... Sayın... Uhhhh adın neydi senin?" Diye bir soru sordu, bende ona "Balras." Dedim. Oda bir süre sustu. "Balras... Balras? Sana ne kadarda garip bir isim vermişler." Dedi. Bende ona "K.O, biz neredeyiz?" Dedim. Oda elini sola doğru kaydırdı, "Etrafına bak." Dedi. Sonrada etrafıma biraz daha detaylı bakmaya başlamıştım...
Artık bu evren kimin aklının altından çıktıysa belli ki en azgın döneminde olsa gerekmiş, çünkü evren de üstünde durduğumuz yer dahil her yerde kadın göğüsleri vardı, hepsi küçük küçük tepeler gibi evreni dolduruyordu.
Sonra K.O. bir yere doğru işaret etti ve bende ona baktım, işaret ettiği yerde dümdüz dev gibi bir penis vardı. Tanrım, eğer beni görüyorsan lütfen bu saçmalık dolu evrenden kurtar. K.O ayağa kalktı. "Bir süre sanırım burada kalacağız." Dedi, bende ona "Peki neden şimdi gitmiyoruz?" Dedim oda bana biraz kızgın bir yüz ile baktı. "Oh, yaşlılıktan boku çıkana kadar diğer evrene geçip ölmemi istemiyorsun değil mi? Biliyorum istemiyorsun, O YÜZDEN BURADA BURADA BİR SÜRE KALACAĞIZ!" Diyerek bana bağırarak. Biraz korkmuştum doğrusunu söyleyeceksem, sonrada K.O. yavaşça penise benzeyen dağa doğru yürümeye başladı, bende ayağa kalkıp onun arkasından takip ettim...
Bir süre boyunca bu gereksiz derecede erotik bir çöl de yürüyorduk, gerçekten olabilecek en saçma sapan yere gelmiştik, sanki Salvador Dali ölmeden önce son resimini yapmış gibiydi. Uzun bir süre yürüme ile geçtikten sonra o dev Penisin önüne gelmiştik, sonrada bu dev Penis'e detaylıca baktık, ve bu dev penisin içine doğru giden bir girişin fark etmiştik, dışarıdan içi karanlık gözüküyordu.
Sonra K.O. öne geçti ve ilk önce kendisinin içeri gireceğini söyledi ve 20 dakika içinde hiçbir şey olmazsa içeri girebileceğimi söyledi, bende başımı sallayarak onayladım. Sonra o içeri girdi, beklemeye başladım... Birden K.O'nun "GÜVENLİ!" Diye bağırmasından sonra bende içeri girdim. Bütün her şey karanlıktı, hiçbir şey göremiyordum.
"K.O! Nerdesin?" Diye seslendim, pek bir cevap aldığım söylenemez. Sonra birden elimde bir şey hissettim, sonra ayağımda da bir şey hissettim, sanırım ellerdi, sanki bir cehennem beni içine çekmeye çalışıyordu gibiydi, sonra birden eller beni sert bir şekilde çekmeye başladılar ve karşı koyamıyordum çünkü beni çeken eller o kadar sert çekiyordu ki kaçmamı engelliyordu derken, sonunda birden ışık gözüme çarptı... Ve gördüğüm ilk şey... benim elimi ve ayağımı olabilecek en sert şekilde çeken kişilerin kısa boylu, çıplak(sadece don giyiyorlar), göbekli ve Penis başlı erkeklerdi.
"Nerdeyim ben?! Siz kimsiniz?!" Diye bağırarak konuşmaya başladım, onlarda sağolsun bana açıklayıcı bir biçimde "Kes sesini ibne." Diyerek cevap verdiler. En sonunda beni bir bölgeye aldılar ve tüm kıyafetlerimi çıkarıp incelemeye aldılar, ve sağa baktığımda da K.O'yu gördüm, oda beni gördü ve sadece bana "Merhaba." Dedi, nedensiz bir şekilde sakin de duruyordu.
"Sen nasıl yakalandın?" Dedim, oda bana "tam seni çağırdıktan sonra birden bütün hayatım karardı." Dedi... Bende tam bir şey diyecekken birden "KESİN SESSİNİZİ!" Diye bir ses yükseldi ve sustum, şuan olduğumuz durum saçmalığını kelimelerle bile anlatamıyorum. Bizi gözlemliyorlardı, Bütün kıyafetlerimizi çıkarıp penisimize kadar bakıyorlardı.
O erkeklerden biri "Kıl?" Dedi ve bana bakan erkekte "Yok." Dedi, K.O'ya bakarken de aynı konuşma döndü ve sonunda da penisime baktılar ve yine o erkeklerden biri "Penis?" Dedi ve yine bana bakan erkek "Küçük" dedi. Sonra o erkekte bana "ibne." Dedi, sonrada "Diğeri?" Dedi ve K.O'ya bakan erkekte "Belirsiz." Sonra o erkek "Ne demek belirsiz?" Dedi, ve K.O'ya bakan erkekte "ben nerden bileyim amına koyim kesin sikini falan kestirmiştir o yüzden ibne olarak say." Dedi sonrada o erkek K.O'ya da "ibne" dedikten sonra elimizi ve ayağımızı zincirleyip bizi zorla dışarı çıkardılar, sonra bize kazma attılar, kazmalardan bir tanesine kafama dank diye vurdu, sonra da ayaklarımızı demir bir topla zincirlediler ve bize "ÇALIŞIN!" Diye bağırdılar... Sonrada ayağı kalktık, kafamın ağrıyan kısmını tutup kazmalarla beraber işaret ettikleri yere doğru gittik ve garip bir taşı kazmaya başladık...
Olduğumuz kısım büyük bir karenin içinde olan bolca boş alanı ve koruması olan bir yerdi, genel olarak bu garip parlak ve garip taşlar, kum gibi şeyler dışında pek bir şey yoktu ve güneş en sertçe burayı vuruyordu. En azından arada mola alıyorduk, tabi bu mola esnasında bazı korumalar bizle uğraşıyordu. bu molalar esnasında diğer mahkumlar ile tanışma fırsatı buldum, genel olarak burada 18 kişi var ve çoğu kadın sadece 4 erkek vardı onlarda ben ve K.O. bide iki tane daha erkek.
Dave ve Hamza o bahsettiğim gay erkeklerdi, aslında Dave gay değildi sadece onlar için penisi küçüktü ve o yüzden onu eşcinsel olarak saymışlar, aslında gayet nazik insanlardı.
Genel kadınlarda, Emily tatlı bir bayandı hatta ilk konuştuğumuz kişi oydu bize birçok şeyden bahsetmişti, mesela küçük kızları alıp o penis kafalı erkeklerden rastgele birisine vermeleri gibi... Hatta işin kötü tarafı Emily de onlardan biriydi, en son onu bıraktıktan sonrada Emily o travmadan kurtulamamış ve stres problemleri ile uğraşıp durmuş, gerçi hala bitmemiş ama yine de bir tık daha iyi olmaya çalışıyor.
Sonra Joan var, o bizim en güçlümüzdü, ama en sessizimizdi çünkü gerçekten bizimle hiç konuşmadı en azından küçük bir tepki verse bile olurdu ama onu bile yapmamıştı, bu bana garip geldi.
Luna ve Mia kardeşler var, sanırım içimizdeki tek neşe kaynağımız olabilir. Luna en büyüğü (20) ve Mia da ondan 4 yaş küçüktü ama beraber gerçekten neşeli davranıyorlardı, durum ne kadar kötü olursa olsun hep onların gülüş sesleri her zaman.
Pembe saçlı siyahi bir kız var, tabi o bize kim olduğundan hiç bahsetmedi hatta biz onunla konuşmaya çalışınca bizden uzak durdu.
Amelia sanırım aramızdaki en üzücü kişiydi, daha 14 yaşında buraya getirilip ardından da o penis kafalılardan bir tanesine eş olarak verilmişti, fazlaca işkence görmüş ardından itaatsizlik gerekçesiyle tekrardan buraya geri dönmüştü tam olarak 22 yaşında. Bu yaşadığı şeylere rağmen aslında baya nazik biriydi...
Ardından Jolieen var, kendisi yarı kedi yarı insan ki önceden yaşadığı ve doğduğu evrende onun gibi binlercesi varmış ama sonra nedeni bilinmeyen bir şekilde dev varlıklar tarafından soykırıma maruz kalmışlar ve Jolieen oradan bir evren gezgini sayesinde kurtulmuş ama o evren gezgini bu evrene geldikten sonra Jolieen'e beklemesini söylemiş ve gitmiş... Bir daha geri gelmemiş, en sonunda penis kafalı erkekler tarafından bulunmuş ama onlara agresif davranması sonucu ona işkence etmeye karar vermişler, uzun süren işkenceler ardından onuda buraya atmışlar... Korkmuş ve zayıf bir haldeymiş, ki bundan dolayı erkekler hakkında bir travma geliştirmiş o yüzden hiçbir zaman erkeklerin yanına yaklaşmıyor yaklaşan erkeklere de saldırıyor ki zaten biz onunla konuşamadık ama bir kişi sayesinde...
Layla, sanırım buradaki en gizemli kişi. Buraya nerden geldiği, nasıl geldiği, penis kafalılar tarafından başına ne geldiğine kadar hiçbir şeyi bilmiyorum... Ama çok garip bir şekilde bize baya iyi davranıyordu, hatta Jolieen'i bizimle konuşmasını o sağladı... Gerçekten garipti.
Son olarak Pali var, kendisi tam anlamıyla sıcak kanlı ama her zaman fazla strese giren birisi, burayı en çok o biliyor, binaların içini, hapishanenin dışına kadar her şeyi o biliyor çünkü eskiden hapishanedeki havalandırma sisteminin korumasız olduğunu biliyordu ve oralara girip bakıyordu, ta ki havalandırma sistemini değiştirene kadar. Yine de havalandırma dışında pek bir değişim olmadığı için hala bildiği şeyler geçerli oluyor... Umarım.
Kısım 1: ilk adımlar
Yavaşça gözlerimi bambaşka bir yerde açmıştım... Her yer kapkaranlıktı, hiç kimse yoktu. Sadece ben ve bir küvet vardı... Bir süre küvetin içindeki şekilsiz bedene baktım ama hiçbir şey olmuyordu bir yandan da hiçbir şekilde hareket edemiyordum, belki bu bir karabasan ve ben bu yüzden hareket edemiyordum... Sonra çok tanıdık bir ses, ablamın sesi kulaklarımda çınladı "Balras, yardım etmelisin." İlk başta anlamadım o yüzden "N-neye yardım etmeliyim?" Dedim... Ama cevap gelmedi sonrada "Hey" diye seslendim, sonra yine aynı ses geldi "yakında anlayacaksın Balras, çok yakın bir zamanda..." Dedi... Bende "A-ama nasıl bir yardım? Ben daha ne yaşadığımı bile kavrayamıyorum" dedim... Sonra uzun bir süre bedene bakmaya devam ettim... Ama hiçbir şey olmadı. Derken birden bir ses duydum, ilk önce ses baya düşük ve yavaş bir tonda gibiydi sonra birden ses yüksek bir tonda yankılandı ve bedene bir kadın şeklini aldı ve...
"BALRAS UYAN!!!"
Sonra gözümü açtım, gözümü açtığımda karşımda K.O'yu gördüm. Beni uyandırmaya çalışıyordu, tam anlamıyla endişeli bile görünmüyordu... Ona "ne var?" Dedim, oda bana "Joan baya şüpheli duruyor." Dedi.
-yani beni bunun için mi uyandırdın?
+Evet.
-o zaman anlat neden şüpheli duruyor?
"Joan bazen mola sırasında hep en görünmeyecek kısımlara gidiyor ve sanki varoluştan yok oluyormuş gibi bir süre boyunca ortadan kayboluyor... Sonra iş zamanında tekrar burada oluyor."
-bu kadar mı?
+Evet.
K.O'nun anlattığı şeyleri düşünürken bende onun kadar şüphelenmiştim... Şu an molanın bitmesine çok az bir zaman kalmıştı, bizde ne yapacağımız ile ilgili kısa bir şekilde konuştuk... Yapacağımız şey baya basitti, Joan'ı takip etmekti. Mola bittiğinde hepimiz tekrardan çalışma alanına döndük, derken Joan da aynı şekilde çalışma alanına dönmüştü...
Birkaç saat sonra
Hava iyice kararmıştı, buda penis kafalıların en az oldukları zaman anlamına geliyor ama aynı şekilde bazıları akşam nobeti tutup ışıkla gözetliyorlardı... K.O. yavaşça beni dürttü, Joan yine o gizemli yere doğru gizlice yürümeye başlamıştı... Sonra yavaşça kalktım ve K.O. ile beraber yavaşça gizlenerek Joan'ı takip etmeye başladık... Zincirlendiğimiz demir topları elimizde taşıyarak gizlice takip etmeye çalışıyorduk, bu aslında benim için baya zordu hem bir yandan gizlice karanlıkların içinden yürümek hemde birde demirden bir zincir topunu taşımak baya yorucu, derken birden durdum ve daha bana gelmeyen ışığa doğru baktım, tam olarak neden durdum emin değilim belki elimdeki basınç tüm bedenimi etkiliyordu, ayaklarım titriyor gibi ve ışık bana daha çok yaklaşıyordu... Derken birden K.O. beni çekti ve yakalanmaktan kılpayı kurtulmuştuk...
Sonra fark edilmeden Joan'ı takip ettik ve en sonunda ulaştığımız yer, hapishanenin boş bir kısmıydı. Genel olarak daire bir biçimdeydi, biz gizlenerek Joan'ı izliyorduk, Joan yavaşça bir metal parçasını ayırıp dev daire bir tünel girişini açığa çıkarıyordu... Şaşırarak izliyordum, bunca zaman Joan o deliğin içine giriyordu ve bir yere kadar gidiyordu, kafamın içinde binlerce tavşan deliği varken bu deliğin içinin nereye kadar gittiğini görmek istiyordum...
Derken Joan tam anlamıyla deliğin içine girdi ve gözden kayboldu, bizde saklandığımız yerden çıkıp yavaşça deliğin içine girdik ve sürünerek tünelin gittiği yere doğru gitmeye başladık. K.O. önde, bende onun arkasından sürünüyordum, ne kadar derine indikçe... Alan daha da genişliyordu, derken bir an Joan ortadan kayboldu. Sanki bir saniye içinde ortadan kaybolmuş gibiydi, sonra sağıma baktım ve son gördüğüm şey bir yumruktu...
Gözlerimi açtığımda beyaz ve gri renklerinden oluşan bir yerdeydim, yer metal olduğu için soğuktu. Ben ve K.O, Joan tarafından sürükleniyorduk... Derken birden bizi yere attı, daha bilincim bile tam anlamıyla yerinde değilken yere düşmek baya berbat hissettiriyordu... Sonra yavaşça kafamı kaldırdım, ve karanlık içinde gizlenen mavi gözlü bir figür gördüm...?
Devam edecek
Yorumlar
Yorum Gönder