Bir Tomboy + Yanlış Yerdeki adam Bölüm 1: N-ne?
Bazen hayatınız sizinle dalga geçmek için farklı yollar dener, uykunuzu kaçırır, karnınızı ağrıtır, reçel sürdüğünüz tostun reçel sürdüğünüz tarafın yere düşmesi gibi gibi, biz buna Murphy Kanunları diyoruz. ''Eğer bir şey ters gidecekse mutlaka gidecektir.'' ama işin komik tarafı, hayatın bundan bolca uygulaması. Ve sanırım hayat bana en büyük eşek şakasını yaptı, siktiğimin hayatı...
Gözümü yavaşça açmıştım, hiçbir şey hatırlamıyordum. Nasıl geldiğim? ben kimim? mesleğim ne? neyin gerçekleştiği? hiçbir şey hatırlamıyordum, yavaşça ayağı kalkıp etrafa bakmaya başladım, gördüğüm tek şey bolca kum ve kaktüslerdi. Acaba Teksas da mıydım? yoksa Arizona mı? Ya da beni Avustralya'ya bile kaçırmış olabilirlerdir! ama beni neden kaçırsınlar ki? daha kendimi bile hatırlamıyordum. Bu kumdan başka bir şey olmayan topraklarda yürümeye devam ettim, hiçbir şey yoktu, cidden hiçbir şey yoktu, ama bir şey vardı! evet evet, uzakta sağlan gibi duran bir bar vardı.
Koşarak oraya gittim, ve barın içine girdim, ben ve bir yaşlı adam dışında hiç kimse yoktu ve duvarda kırmızı bir buton vardı onun dışında ilginç olan hiçbir şey yoktu, hemen gidip kendime bir sandalye çektim ve oturdum. Adam bana hiçbir tepki vermiyordu sadece bir bardağı temizliyordu, biraz sessizliğin ardından adama ''N-ne oldu?'' dedim. Adam bana baktı ve ağzından bana şu tatlı sözler çıktı ''Ne ne oldu amına kodumun salağı?'' dedi. Adamın bana olan tepkisi biraz şokumsu bir etki yarattı, tekrardan sustuk sonrada tekrardan sessizliği bozdum ''Yani nasıl desem, neredeyiz? dünyaya ne oldu? yani... anladın işte.'' adam bana yaklaştı ve ''Hiçbir bok anlamadım.'' dedi, sonrada ''Hiçbir boktan haberim yok sadece buranın Kaliforniya olduğunu biliyorum, eğer içki falan içmeyeceksen siktir git.'' dedi. Adamın dilinden küfür düşmüyordu resmen ''Tamam gidiyorum o zaman, içkilerini götüne sok.'' dedim ve kapıya doğru ilerlemeye başladım. Adamda bana arkadan ''Terbiyesiz orospu çocuğu! büyüğünle böyle konuşulur mu!?'' diye bağırdı kızgın bir ses tonu ile.
Bu aşırı sevimsiz ve komik olmaktan daha çok tiksindirici olan bu şeylerden sonra bu çölden hallice Kaliforniya da yürümeye devam etmeye başladım, güneş başımın üstünde yaşayanları eritmek için çabalıyordu ama zar zor da olsa yürümeye devam ediyordum... Sonrada bir ses duydum, önümden uzak bir ses geliyordu. Bir araba sesiydi, bir arabanın yaklaştığını gördüm, araba kesinlikle normal gözükmüyordu ama belki bana yardım edebilir diye düşünmeye başlayıp araba karşı hey diye bağırmaya başladım, keşke bağırmasaydım.
Çünkü bana daha çok yaklaştıkça mızrak fırlatmaya başladılar, ama ıskaladılar büyük ihtimalle ikinci şans diye bir şey olmadığı için Bara doğru koşmaya başladım araba sanırım daha hızlı geliyordu gibi, tam karar veremedim, boş ver zaten gelecekti. Hemen barın içine girdim ve kapıyı kapattım, sonrada adam beni görünce ''Hey! ben sana buradan siktir git dememiş miydim! neden buraya tekrardan gel-'' tam sözünü bitirecekken cevabı geldi, pencereden bir mızrak Barın içine girip masaya saplandı. Adam çıldırmışa döndü sonrada düğmeye sertçe basıp bir masanın altına saklandı ve bende yere yattım. Arabanın sesi giderek yaklaşıyordu ama birden bir kadın sesi duydum ''BİR FÜZE YOLDA!'' diye bağırıyordu sonrada bir patlama duydum bide bir gülme sesi, ardından ise bir arabanın uzaklaştığını duymaya başladım... Sonrada bir sessizlik, yavaşça ayağa kalktım ve kapıyı açtım.
karşımda kaslı, açıklayamadığım şekilde garip giyimi olan, kısa saçlı, yüzünde yara olan bir kadın dümdüz karşımda sertçe bana bakarak gülümseyerek dikiliyordu dişleri tam anlamıyla bir kaplandan farksızdı sonrada ''Hey Chuck, bu çocuğu alabilir miyim?'' dedi. Yaşlı adamda ''Ne bok yersen ye.'' dedi, hala saklandığı masanın altından çıkmamıştı.
Sonrada kadın birden benim tişörtümden tutup dışarıya çıkarıp beni yere attı, sert ama alaycı bir ses tonu ile bana ''Seni neden yanıma alayım?'' dedi, ve daha cevap vereme kadar bana aynı tonda ''Aslında genel bir sebebe ihtiyacımız yok, çünkü ben baya duygusal biriyim. Değil mi çocuklar?'' dedi, kafamı kumdan kaldırıp o iki kişiye baktım. iki tane erkekti bir tanesinde Bikini Kill tişörtü ve bir tanesinde de Ramones tişörtü vardı ve her ikisi de birbirine benziyorlardı aynı kıvırcık saçlar, güneş gözlükleri, ceketler ve kaslı vücutlar, her ikisi de kafalarını evet dercesine sallıyorlardı, sonrada kadın ''Hadi çocuklar, yeni kölemsi statüsündeki çocuğumuzun tasmasını takalım.'' dedi. Bunu duyunca hemen koşmaya ve kaçmaya çalıştım, ama başarılı olamadım o iki kardeşten bir tanesi beni yakaladı ''Hadi kardeş Boe, çocuğun kaçmasına izin veremeyiz.'' dedi. Diğer kardeşte kafasını sallayarak ''O zaman bana gönder Kardeş Joe.'' dedi. Ve Joe beni Boe'ya attı, direnerek kaçmaya çalışıyordum, Joe bana tasma ile yaklaşarak ''Sakin ol çocuk, sadece sana tasma takacağız.'' dedi, sonrada kafamı tuttu ve tasmayı benim boynuma taktı. Sonrada her ikisinden de kıkırdama sesi geldi ve Joe birden ''Hey Lori! çocuğa tasmayı taktık.'' dedi, sonrada Lori bana yaklaştı ve elini benim çenemde gezdirdi, sonrada ''Mükemmel'' dedi, ''O zaman teknik olarak kölemizsin, eğlen.'' dedi.
Artık hiçbir şey bilmiyorum, bu belki benim çarpık zihniyetimin bir hayali olabilirdi, ama böyle bir şeyin olması için fazla gerçekçiydi. Bunları düşünürken Lori bana ''Senin adın ne?'' diye bir soru sordu, cevap vermedim, çünkü hatırlamıyordum. Sonrada Lori ''Hatırlamıyorsun ha? peki o zaman, bundan sonra senin adınnnnnnnnnn. Jamie!'' dedi.
Bazen hayattaki çoğu şey Murphy Kanununa bağlıdır, AMA BU FAZLA! çok çok fazla! hiçbir şey hatırlamıyorum, nasıl geldiğimi hatırlamıyorum, dünyaya ne olduğunu hatırlamıyorum, Sadece Kaliforniya da olduğumu ve bu manyaklar arasında kaldığımı şuan ise bu üç manyağın kölesi olarak kabul ediliyorum, Aman ne güzel. Daha güzel ne olabilirdi ki?
MURPHY KANUNLARINDAN NEFRET EDİYORUM!
Devam edecek......
Yorumlar
Yorum Gönder